KENDİMİ KÜLÜMDEN YARATTIM
  KOMİK VİDEOLAR-RESİMLER FIKRALAR
 
komik çocuk videoları
BEN SENİNLE CATH YAPMA İHTİMALİNİ SEVDİM Sessiz,can sıkıntılı bir ortamda vazcaydım bilgisayarımı iş için kullanmaktan. Ve artık bilgisayarımda "Başlangıç" a ilave edilmişti Chat odam. Ben seninle bir gün o odada chat yapma ihtimalini sevdim.. Sana şiirler biriktiriyordum "Belgelerim" klasöründe.. Ama sen yoktun... Ben, senin benimle chat yapabilme ihtimalini sevdim.
Düğün kazaları izle Ne zaman karşısına otursam bilgisayarımın ICQ da Online olma ihtimalini sevdim Password ü yazmamla başlayan. Ömrümün en uzun Ömrümün en kısa Ömrümün en çocuk Ömrümün en ihtiyar zamanlarını bekliyordum Çünkü sonunda sen orada oluyordun, Online oluyordun .. Ben senden Email alma ihtimalini sevdim. Ben seninle bir gün okullara 200 metreden uzak bir netcafede, Ben seninle ofisteki kalabalığın ortasındaki masamda, Ben seninle kimsenin bilmek zorunda olmadığı sessiz odamda, chatte olma ihtimalini sevdim Ben seni hiç sevmedim ki. Ben senin benimle chat yapabilme ihtimalini sevdim. Ben seni hiç sevmedim ki.. Yorgun akşamlarda yaptığımız chat leri sevdim Bir çiçek scriptini, bir gül scriptini sevdim Bir de yıldızları sevdim Download alanlarından gelip bilgisayarımda durdular. Ben seni hiç sevmedim ki. Beni kicklediğinde auto join olmayı sevdim Taşları sevdim başıma vurduğunda Ağlamayı sevdim disconnect olduğumda Yalnız olduğumu anladığımda Odayı yeniden kurmayı sevdim Ben sen hiç sevmedim ki. "Kuş" lara caps lock u öğretmeni sevdim Action larla konuşmanı. İnsana hatırlatmanı ; Chat in bir adının da "geyik" olmadığını. Ben seni hiç sevmedim ki. Düştüğün zaman Düşmeni sevdim Serveri sevdim geldiğin zaman Kalmanı sevmedim; Korkuyordum sana alışmaktan.. Yine de sevdim gülümsemeyi "bye" deyip ayrılışının ardından. Ben seni hiç sevmedim ki. Ben seninle chat yapma ihtimalini sevdim.. Ben chat'lersem adam gibi chat'lerim. CEM YILMAZ SHOV [JUSTIFY]-Ben çocukken salaktım. Edip Akbayram´ın ismini Edi zannederdim. Yani o, benim için ´Edi Pakbayram´di. -Ablama, ´Nasıl olup da koca bir günü canin sıkılmadan evde oturarak geçiriyorsun?´ demiştim. ´Büyüyünce insanin canı sokakta oynamak istemez ki´ cevabını vermişti. Uzunca bir sure büyüyüp büyümediğimi anlamak için kendime, ´Canin sokakta oynamayı istiyor mu?´ diye sormuştum. -Annem erkeğin cinsel organını ´pipi´, kadınınkini ´kutu´ olarak tanımlamıştı.O zamanlar TRT´de Cenk Koray´ın sunduğu ´Tele Kutu´ diye bir yarışma vardı. Yarışmacılar, ´Hayır Cenk Bey. Ben kutumu açmak istiyorum´ deyince koşarak odadan kaçardım. -Sabahları kalktığımda aklimin hala yerinde olup olmadığını anlamak için 2+2, 3+4 gibi toplama işlemleri yapardım. Sonuçlar doğru olunca da çok sevinirdim. -Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT´ciler çekim için oradaydı.Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile, jeneriğinde gözüktüğüm çocuk programını izlemek için televizyon başına gecti. Kendimi ekranda görünce,´Beni niye parkta unuttunuuuuz?´ diye gözyaşlarına boğulmuştum. -´Geri vites´ kavramım yoktu. Şoför, kolunu koltuğa atıp arkaya doğru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim. -Benden büyük kuzenlerim dondurmacıların dondurma külahlarının sivri kısmıyla kulaklarını karıştırdığını söylemişti. İnanmıştım. Hala da külahların sivri kısımlarını yemem, çöpe atarım. -Babaannem bir gün gelirse sevdiğim dizilerin olmadığı bir gün gelsin istiyordum. -Abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu, beni de Bizans askeri yapardı. Sonra evire çevire döverdi. Çok mühim bir şey yaptığımı sandığım için canim yansa bile hiç sesimi çıkarmazdım. -Yeşil ve siyah zeytinin ayrı ağaçlarda yetiştiğini sanırdım. Bulmacalardaki,´Annenin erkek kardeşi´ kısmına dayımın beş harfli ismini sığdırmaya çalışırdım. -Anaokulunda patates baskısı yapmayı öğrenmiştik. O kadar hoşuma gitmişti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmıştım.Ancak sanat merakım annemin yeni aldığı beyaz eteğe patatesi yapıştırmamla son bulmuştu.Hem gönlünü almak hem de el koyduğu patateslerime kavuşmak için dahiyane bir fikirle öğretmenimin yanına gittim. ´Annem´ yazısını patatese oydurttum. Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batırdığım patatesi vücudumun her tarafına bastım. Sonra da annemin karsısına gectim. Beni o halde gorunce ağlamaya başlamıştı. -Madonna ile Maradona´yı kardeş zannederdim. Kendi kendime, ´Bunların babası ne şanslı be. Bir çocuğu futbolun kralı,biri müziğin kraliçesi´ derdim. -Birinden özür dilediğim zaman Allah´ın bana bir özür vereceğini sanırdım. Sakat olacağımı düşünüp hemen ´dilediğim özrü ´ geri alırdım. -Kurban Bayramı´nda toplanan derilerden uçak yapıldığını sanırdım.Uçakların diş yüzeyinin bu derilerle kaplandığı için Türk Hava Kurumu´nun topladığını düşünüyordum. Uçak kaçırma filmlerinde silahla ateş edildiğinde ya da bomba patladığında, ´Ayyy! Deri delindi!´derdim. -´Gil´ diye konuşanları fakir zannederdim. -Annem banyodan çıktıktan sonra babamın söylediği, ´Sıhhatler olsun´ lafını ´Saatler olsun´ diye anlardım. Bunun da, ´Banyoda amma çok kaldın´ gibi bir şey demek olduğunu sanıp babamın anneme kızdığını düşünürdüm. Annemin buna karşın niye sadece, Sağol´ dediğini merak ederdim. ´Ne kibar kadın,derdim. Cem Yılmaz[/JUSTIFY][/COLOR][/FONT]
 
 
  Bugün 5 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol